Çökertme Plajı

Tavsiye etmem.Tekneler arasından denize girmeye çalıştık.Deniz muhtemelen tekneler nedeniyle çok temiz değildir.

Sezonda gelmediğim için birşey yoktu ama çökertmeden çıktım da halilim diye şarkı söylemek için geldim. Sezonda yorumu güncellerim.

cok fakat deniz tasli Ve Gemiler Karada cok yakin Rahat bi ortam yok Burda konaklamak pahali Eskisi gibi degil

Deniz oldukça taşlı genellikle restoranlar var denize girmek için çok uygun değil

Mekanlar iyi olabilir ama deniz büyük hayal kırıklığı. Çökertme restoranın plajındayız ve öyle berrak cam gibi bir deniz beklemeyin. Bence gelneye değmez. Başka yerleri de böyle midir bilemem.

Türkülere adını veren bu yere ilk defa gittik. Denizi berrak ve temiz ama deniz kestaneleri burada da var. Buraya Ören üzeri gelmek daha uygun. Mazı üzeri yol virajlı. Pansiyon ve işletmeler Sahili kapatmış. Denize sıfır noktasında olanlar zaptetmiş adeta. Sahil özel mülk gibi olmuş. Yakınlarda oturan hiç görmeyenler hariç, Mazı -Çökertme arasını kara yolu ile listemden çıkardım. Ancak buralara tekne gezisi o zaman olur. Ama karadan hele hele uzaktan geliyorsanız fazla yorucu. geldik gördük yeterli. Onun yerine Ören de kalmak daha mantıklı bir seçim

Suyu temiz fakat biraz kestane fazlalığı var. Deniz ayakkabısı temin ederseniz rahat edebilirsiniz. Plajda pansiyon ve restoranlar mevcut. Biz Rose Mary yi tercih ettik. Restoranın duşu, kabini mevcut önünde şezlongları var. Güzel bir gün geçirip akşam yemeğinde lezzetli çökertme kebabı yiyebilirsiniz.

Etrafta beş yüz bin çocuk koştursun istemiyorsan... “Hava basmaya gelen olmasın” diyorsan... Hiç sektirmedi, “Çökertme” dedi. Ne yalan söyleyeyim, bir an hayal kırıklığına uğradım. Şöyle bir baktı suratıma, “Bitez Çökertme değil, bu başka!” dedi, “Bodrum’dan bir buçuk saat uzaklıkta. Mazı’dan sonra. Virajlı bir yol. Git, git, gidiyorsun. Epey gidiyorsun. Minicik köyleri geçiyorsun, dereleri, tepeleri aşıyorsun, bol bol zeytin ağacı görüyorsun, ‘Bu yol hiç bitmeyecek galiba!’ diyorsun...” Amaaaa bitiyor. Ve sen, şiir gibi minicik bir koya gelmiş oluyorsun!!! Sadece 5-6 restoran var. Karadan ulaşımı çok zor. O yüzden de daha çok tekneciler gidiyor. Kemal Balkı’nın dediğini yaptım. Mumcular Sapağı’ndan girdim, gittim gittim, Mazı tabelasını takip ettim, yolda kilimciler gördüm, sonradan neden almadım diye pişman oldum, Toroslar’ı aşar gibi dağları aştım... Veeee o da ne! Sonunda süper bir yere geldim. Koyun sonundaki restorana, ‘İhtiyar Balıkçı’ya gittik. Ben diyeyim Yunan adalarında bir taverna, siz deyin küçük bir İtalyan koyundaki lokanta... Önde plajı var, arkada iki taş ev, plaj şahane, her şey mavi-beyaz, çok estetik, bembeyaz şemsiyeler, maviye boyanmış masalar... Görür görmez sevdim... Bütün günü orada geçirdik. Oh miskin miskin kitap okuduk. Bol bol yüzdük. Hayal kurduk. Patates kızartması, bira götürdük. Bir ara karpuz-peynir yaptık. Kahve olayına girdik. Sonra deniz ürünleriyle donatılmış bir masada rakı-balık yaptık. Keyiften öldük. Siz de bir gün gidebilirsiniz, pişman olmayacağınızı garanti ederim.

Rose marry yani ücretsiz halk plajı var tertemiz denizi istediğiniz cafe de wc ve duş ihtiyacinizi minik bir meblağ karşılığı hallederim derseniz yer süper denizi sıcak tertemiz MANDIRA FİLOZOFU MUSTAFA ALİ'NİN CENNET KOSESİNE COK YAKİN OLDUGU İCİN COK LUKS KOTRA VE YAT TEKNELERİN UGRAK MEKANİ

Türkiye’nin bozulmamış nadir koylarından. Az sayıda pansiyon ve deniz kenarında restoran bulunuyor. Sakin bir gün geçirip deniz kenarında birşeyler yudumlamak için ideal. Ulaşım için özel aracınız olması kolaylık sağlar.