Karahan Tepe

Çok uzak! İki yol var biri Mardin tarafından gelen anayoldan ayrılan ve sonrasında beyaz beton bir yola dönüşen sağlam yol. Diğeri iki şerit asfalt ancak anayoldan son 7 kilometresi stabilizeden bile kötü bir yol. Telefon belli tepelerde çekiyor. Harita/Navigasyon derdiniz varsa mutlaka bölge haritasını çevrimdışı indirip öyle gelin zira telefon Çek mi yor…Yere gelelim… Müthiş bir duygu ve ruh hali yaratıyor öncelikle. Bir yer bilimci olarak gezdiğimde en az iki tepenin rahat açılmadı gerektiğini söyleyebilirim. Yerel ekipten biriyle sohbet etme fırsatı buldum. En az 200 yıl kazı yapılacak kader bir alandan bahsettiklerini söyledi. Nasıl bulunduğu ise daha ilginç.Köylüler burayı eski bir mezarlık zannetmiş senelerce ve en son 1997 yılında Harran Üniversitesi’ne sormuşlar. Üniversite yer altı incelemelerini yaptığında ise ortalık birbirine girmiş. 2019 yılında kazılar İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ tarafından yürütülmeye başlamış. Kazılar öğrenciler tarafından yapılıyor ve sömestr dışında olması gerektiği için sadece Ağustos ve Eylül aylarında kazı çalışmaları sürdürülebiliyor. Yerel halktan iş gücü desteği var ancak yeterli değil. Kazı ekibi her sabah 4’te kalkıyor ve 50 km yol yapıp alana ulaşıyor ve sıcaklık sebebiyle (hissedilen 50 derece) kazılar öğle 1 gibi tamamlanıyor ve yeniden ekip 50 km yol yapıyorlar.Ben ziyaret ettiğimde bir İngiliz taksi tutup İngiltere’den buraya gelmiş ziyaret için. Bir o bir ben bir de izin gününde bizi bekleyen bir çalışan.Kendimi burayı bu kadar erken gördüğüm için şanslı hissediyorum.

Şanlıurfa tarafından gitmeye çalıştık, kahverengi tabela yok, navigasyonla gittik. Fakat belli bir noktadan sonra internet çekmiyor. Neyseki mapten haritayı indirmiştim, vardık. Yağmurdan dolayı Karahan tepenin üzerini kapatmışlar. Göremedik.

Burayı gördüğümden beri hiçbir şey artık eskisi gibi değil. Tüyler ürpertici gerçekliğin içinde zamanda kaybolursunuz… Ben turla gezdim. Tek başına, henüz tamamlanmamış o yolu giderken yol boyunca gördüğünüz o ıssızlık, yokluk, hiçlik, sanki hep böyleymiş, zamansızmış gibi görünen o uçsuz bucaksız çoraklık dahi görülmeye değer! Hikayesi çok etkileyici, oranın yerlisi olan yetkili genç rehber arkadaşın sunumu harika gerçekten, hikayesi de bir o kadar ilginç, ona denk gelmez iseniz tek başına buluntulara bakarak gezmek çok doyurucu olmayabilir, ille yetkin birileri buluntuları anlatmalı derim, o nedenle mutlaka bir rehberle gezmenizi öneririm. Karahan Tepe, Göbekli Tepe ve daha sonrasında da mutlaka, olmazsa olmaz Urfa Müzesi… Görmeden ölmeyin!

Öncelikle yolu çok iyi ve yol levhaları izleyerek özel arabamızla kolayca bulduk. Parasız araba parkı, temiz modern tuvaleti ve çay-kahve içilebilen küçük bir bahçesi olan bir büfesi var. Karahan Tepe nin bugüne gelmesine ön ayak olan, bizzat kazılarda çalışan yönetici- görevli arkadaş bizlerle birlikte gezdi ve avcı-toplayıcı 12.000 yıl öncesinde bu insan topluluklarının inançlarını ifade ettikleri yapıları ve sanatlarını, üç boyutlu ilk insan heykellerini filan örnekleri ile çok güzel anlattı. Dinlediğim en güzel tarih derslerinden biriydi. Burası tarih olarak Göbeklitepe’den daha eski ve alanı birkaç defa daha büyükmüş.Henüz çıkarılmayı bekleyen bir sürü T şeklindeki taşları görebiliyorsunuz.Henüz gezim bitmediği için resimleri çıkartamadım

1997 yılında kazı çalışmalarına başlanılmış. Bir rehber size eşlik ediyor ve kazı çalışmalarına da katılıyormuş.Göbeklitepe ile benzer dönemlerde olduğu düşünülmektedir .göbeklitepe buradan çıkarılan eserlerle daha da aydınlanacak diye belirtti rehberimiz.sırtında leopar taşıyan insan heykeli ortaya çıkarılmış.Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyormuş.bir insan başı yer alıyor . dudak ve yüz yapısı ile Aborjinleri andırıldığı belirtildi. Boyun kısmı bir yılanı andırır biçimde kayadan çıkan başta bir erkek de betimlenmiş. Yapıda ana kaya oyularak şekiller oluşturulmuş. Orta kısımda da ritüeller, kutlamalar yapıldığı düşünülüyor.Odalar arasında geçiş olduğu ve bir kapıdan girip diğer kapıdan çıkarken aynı insan olmadığınız anlatılıyormuş .Göbeklitepe de daha çok hayvan figürü varken burada insan yüzü ve sırtında leopar taşıyan insan heykeli ile böyle bir iklimde leopar türü hayvanlar olması insanı bir nebze düşünmeye sevk ediyor.Tarihe ışık tutacak daha fazla bilgi için birkaç yıl daha beklememiz gerekecek. Birçok tepe var ve kazılar sürmekte.Girişler ücretsiz ve mini bir kafesi ve wc si girişte mevcut.

Karahantepe henüz kazı alanında çalışmaların devam ettiği arkeolojik bir yapıdır. Çok geniş bir alana sahip olmasına rağmen sadece küçük bir bölümü görülebilecek durumda.. şimdi değil lakin 10-15 yıl sonra adını çokça duyacağınız bir yer olacaktır. Şanlıurfa hazinelerin medeniyetlerin şehri...

Tarihin yeniden yazıldığı yer. Çatısı kapanmadan bu güzel fotoğrafları tarihe not düşeyim… Karahantepe Göbeklitepe’nin kardeşi…

Mayıs ayında arkeolojik kazılar başlayacakmış. Gobeklitepeden daha büyük bir alan olacakmış. Turizme açılmadan görmüş olduk

Yolu biraz zor ama bu 12000 yıllik tarih mirasıni mutlaka görün. Kazılar Istanbul Universitesi tarafından sürdürülüyor. Ve zaman icinde en az Göbeklitepe kadar önem kazanacak diye düsünüyorum.

Kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir alan. T şeklindeki sütunlarin çoğu henüz ortaya çıkarılmamış. Barındırdığı zenginlik insanı büyülüyor. Projede çalışan herkese başarılar ve kolaylıklar dilerim. Yolda internet çekmiyor ve yol asfalt değil. Yön tabelaları da yeterli değil. Gps ile yolumuzu bulduk. Tam tepeye kadar araba gitmiyor, bir 100-200m yokuş çıkmak gerekiyor. Kesinlikle değdi.