Kariye Camii

Çok güzel ve tarihi yaşatan yapılardan biri olması hasebiyle çok heyecan verip kalbimizi pıt pıt attırıyor. İnşAllah aslına uygun bir şekilde restoresi tamamlanıp biran önce ziyarete açılır

Kırsal Alan (Khora) anlamında Bizans Döneminde kilise Osmanlı Döneminde ise camii olmuştur. Şimdilerde restorasyonda olan müze oldukça güzel ve etkileyici iç narteks mozaikler kubbe muhteşem kesinlikle görülmeli. Her mozaik bir olayı anlatmaktadır. Çıkışta bir kafe ve lokanta var. Buraya yakın olan Tekfur Sarayına da uğramanızı tavsiye ederim.

Kariye, eski Yunanca kent dışı (kırsal alan) anlamındaki Khora sözcüğünün Türkçeleşmesidir. 5. yüzyılda yapılan şehir surlarından önce sur dışında bir şapelin varlığı bilinmekte olup, bu şapelin yerine ilk Khora Kilisesi, Doğu Roma Dönemi'nde İmparator Justinianos tarafından (527-565) yaptırılmıştır.Komnenoslar Dönemi'nde Blakhernai Sarayı'nın yakınında olduğu için kilise, önemli dinî merasimlerde saray şapeli olarak kullanılmıştır.11.yüzyılın sonlarında İmparator I. Aleksios'un (1081-1118) kayınvalidesi Maria Daukaina, tarafından yeniden inşa edilen kilise, Latin istilası (1204-1261) sırasında tahrip edilmiş, II. Andronikos (1282- 1328) döneminde ise Sarayın Hazine Nazırı Theodoros Metokhites (1313) tarafından onarılmıştır. Bu dönemde kilisenin kuzeyine bir ek, batısına eksonarteks ve güneyine şapel (Parekklesion) eklenmiş, yapı mozaik ve fresklerle bezenmiştir.Kariye'deki mozaik ve freskler Doğu Roma resim sanatının son dönemine (14. yüzyıl) ait en güzel örneklerdir. Bu mozaik ve fresklerdeki derinlik, figürlerin hareket ve plastik değerlerinin verilişi oldukça başarılıdır.Kariye, 1453 yılında İstanbul'un fethinden sonra da kilise olarak kullanılmış, 1511 yılında Vezir Hadım Ali Paşa tarafından camiye çevrilmiştir.1945 yılında müzeye dönüştürülen yapıdaki mozaik ve freskoların üzeri 1948-1958 yıllarında Amerikan Bizans Enstitüsü'nün yaptığı çalışmalarla açılarak ortaya çıkarılmıştı

Kariye de Portreler, Eski Ahit, Yeni Ahit ve Apokrif İncillerden alınmış sahneler içeren mozaik ve resimler ile bezelidir. Yapı, sanat tarihçileri tarafından içindeki bezemeler bakımından genellikle İtalya'nın Padova kentindeki Arena Şapeli'nde aşağı yukarı aynı tarihlerde Rönesans resminin öncüsü Giotto tarafından yapılan Arena Şapeli ile karşılaştırılır. İkisinde de Meryem Ana'nın annesi Anna, babası Yohakim, Meryem'in kendisi ve İsa'nın yaşamından birçok sahne yer alır.

Tıpkı Ayasofya gibi fethin simgesi bir yapı. Minaresinin estetiği ve mimarisi güzel görünüyor. İstanbul’daki sahâbe mezarlarından Ebû Saîd el-Hudrî’nin makam-kabrinin de burada olduğu kabul edilir. Mimar Sinan, Kariye Camii’ne yakın bir medrese inşa etmiştir. Restorasyon çok özenli yapılıyor. Restorasyon bitince görmek istiyorum.

Kariye Camii

Restorasyonda olduğu için içine giremedik. 2 yıldır içine girilmiyor sanırım.

Mutlaka gitmeden önce hakkında yazılmış bir kitap okunmalı ve rehberle gezilmeli. Bizans mozaiklerinden çok farklı, canlı ve ışıltılı resim gibi mozaik tabloları tek tek incelemeli. Müzenin çevresinde de görülesi çok sayıda yer mevcut. Bol foto çekmeli.

Bizans zamanından kalma, Istanbul'un en eski eserlerinden birisi. Kilise-cami-müze-cami olan serüveni Ayasofya'ya benziyor.

Fethin simgelerinden olan cami Ayasofya'dan biraz önce ibadete açılmıştır. Tadilatta olduğundan içeri giriş şimdilik yok.Yanıbaşında bulunan sahabe kabrine de uğrayın